Uğur Meleke: “Mourinho ağızda acı bir tat bıraktı”
Uğur Meleke, “Trabzonspor, yüzde 58.6 ortalama ile Süper Lig’de Beşiktaş’tan sonra topa en fazla sahip olan ekip. Lakin oynadıkları 9 maçta akan oyunda yalnızca 2 gol bulabildiler. Onların ikisi de maçların kaosa dönüştüğü uzatma dakikalarındaydı. Fenerbahçe ise yüzde 48’le rakiplerine topu en fazla verdiği dönemlerden birini yaşıyor. Lakin 9 maçın 6’sında kalelerini gole kapamayı başardılar. Topla oynamanın çok cazip gözükmediği bir maç bekliyor bizi.” diyerek başladığı yazısının tamamını Hürriyet gazetesini satın alarak okuyabilirsiniz.
İşte Meleke’nin yazısı;
Geçtiğimiz günlerde Uluslar Ligi’nde Yunanistan, Wembley’de İngiltere’yi çok güç durumlara düşürerek 2-1 mağlup etti. Maçın başından sonuna kadar denetimi elinde tutan taraf konuk Yunanistan’dı. Deplasmanda 2-1 kazandılar, tam üç golleri de VAR’la iptal oldu. Karşılaşmanın bizim için dikkat cazibeli tarafıysa şuydu: İngiltere’ye Wembley’i dar eden Yunan orta üçlüsü, üç eski Trabzonlu Siopis, Kourbelis ve Bakasetas’tı.
18 milyon euro harcayıp daha zayıf takım kurdular
Trabzonspor, geçen dönemi aslında hiç üzücü olmayan bir biçimde tamamladı. Sarsıntılı bir sezonu lig üçüncüsü ve kupa finalisti apoleti ile bitirdi. Fakat nedense büyük bir takım revizyonuna gittiler ki bu sezonki büyük kâbusun nedeni de bence bu. Kiralık olduğu bilindiği halde Onuachu konusu çözülemedi. Bir yıllık opsiyonsuz kontrat yapılan Pepe, mukavelesi anlaşılmayan Meunier ellerini kollarını sallayarak ayrıldılar.
BEDELiNi ÖDEDiLER
Güya elde çok fazla kanat opsiyonu varmış üzere Trezeguet Katar’a kiralandı, Fountas bedelsiz gönderildi. Yunanistan’ın İngiltere’ye sahayı dar ettiği orta üçlü Siopis-Kourbelis-Bakasetas Trabzon kamuoyuna nazaran yetersizdi. Onların yerleri Okaylarla, Ozanlarla, Chamlarla dolduruldu! 18 milyon Euro harcanıp, geçen dönemden daha zayıf bir takım kurdu bence bordo mavililer. Bunun bedeli de hem Avrupa’daki 6, hem de ligdeki 9 maçta ödendi zati. Çoğunlukla geride geveleyerek topa %58,6 sahip olan fakat rakip kaleye gidemeyen, duran toplar dışında ligde yalnızca 2 gol bulabilmiş bir kadro. Tüm bu olumsuz tablo ile Fenerbahçe maçına çıkarken yeniden de umutlanabilecekleri üç faktör var konut sahibi taraftarların:
1- Beşiktaş maçında 10 şahısla gösterilen direnç. Büyük maç tepkisi.
2- Bilhassa hava hakimiyeti yüksek Banza, Mendy, Denswil üzere oyuncularla duran toplardan bulunan 6 gol.
3- Simon Banza’nın fevkalâde iştahı ve formu. Çabucak her topa birebir tutkuyla koşması, denemesi, hiç vazgeçmemesi.
Klasik bir Mourinho sezonu
Fenerbahçe ise yedisi Avrupa’da, dokuzu ligde, 16 resmi maçın sonunda klasik bir Mourinho kadrosu hüviyetine bürünmüş durumda. Maçtan maça, ya da karşılaşma içinde perde perde farklı kimliklere geçiş yapıyor. Bir yarım saat büyük ekip üzere oynayıp, sonraki 15 dakika büsbütün kabuğuna çekilebiliyor. Bu pragmatizm de esasen bilhassa son 10 yılda Mourinho ile özdeşleşmiş bir tutum. Fenerbahçe bu sezon ligde %51,8 topla oynama ortalamasıyla 19 ekip içinde 11’inci. Bu da alışılmış sarı lacivertli taraftarların çok alışık olduğu bir durum değil. Aslında Fenerbahçe tüm karşılaşmaları emsal karakterle oynamadı, mesela Rize deplasmanında ve peşinden gelen Alanya maçı birinci yarısında tümüyle dominant bir oyun vardı alanda. Lakin Mourinho bu stratejiyi daima hale getirmeyi tercih etmedi ve aslında şu an sporseverlerin ağzında bıraktığı acı tadın sebebi de bu.
Skoru bulduktan sonra oyuncu değişiklikleriyle vites küçültüyor
Ligin birinci haftasında Göztepe deplasmanında 2-0’dan 2-2’ye geriledi. Kasımpaşa maçında da emsal formda birinci devrede 2-0’ı bulduktan sonra ikinci yarıda büsbütün kontak kapattı. Kasımpaşa devreyi %68’le oynadı, rakip ceza alanında topla buluşmada 22-4 üstünlük kurdu ve tek eksiği goldü. Samsunspor deplasmanı da benzeri bir kıssaya sahne oldu, skoru bulduktan sonra oyuncu değişiklikleriyle vites küçültmek isteyen Portekizli teknik adam, orada da 2 puan bırakmaktan kurtulamadı.
FENERBAHÇE BU DÖNEM 6 MAÇTA KALESİNİ KAPATTI
Trabzonspor deplasmanında da Mourinho’nun önündeki ikilem sanırım bu: Nasıl bir strateji izleyecek? Sporseverlerin beklentisi, Fenerbahçe’nin genetiğinde olduğu üzere her maçın her anında arayan taraf olması. Lakin Mourinho bu yaklaşımı gerçekçi bulmuyor ve defansif bilgilerle tezini destekliyor: Fenerbahçe bu dönem 9 rakibinin (Galatasaray hariç) sekizini 1’in altında XG’de (gol beklentisinde) tuttu. Galatasaray, Göztepe ve Samsun’dan 7 gol yedi fakat kalan 6 maçta da kalesini kapattı. Jose Mourinho’nun bu maça (Bodrum önünde olduğu gibi) çift santrforla başlayacağını zannetmiyorum. Muhtemelen merkezde Amrabat-Fred-Szymanski, önde de Tadic-Dzeko-Maximin alışkanlığına dönüş yapacaktır.
