Roberto Mancini’den Galatasaray açıklaması!
İşte o röportajdan öne çıkan tabirler;
Soru: 2018’den bu yana bir kulüp çalıştırmıyorsunuz lakin hala 21. yüzyılın en değerli transferlerine imza atan teknik yöneticiler ortasında yer alıyorsunuz. Oyuncu alımında nelere dikkat edilmeli?
Roberto Mancini: Bir teknik yönetici olarak, sportif projeye uygun oyuncuları, kulüp için oluşturdukları mali yatırım ile birlikte kıymetlendirmek gerekir. Oyuncular birer yatırımdır ve bu nedenle hem alanda hem de kulübün mali tablolarında getiri sağlamaları gerekir. Her kulüp farklı işler. Ben, vetoların ve son kararların kulüp sahibi ya da sportif yönetici tarafından verildiği bir yapıya alışığım.
Soru: Sizce yaptığınız transferler ortasında kulüp ve grubunuz için en uygun muahede hangisiydi?
Mancini: Katiyetle Sergio Agüero. Premier Lig’deki gol istatistikleri olağanüstüydü
“TRANSFER PİYASASI YILLAR İÇİNDE ÖLÇÜT HALİNE GELDİ”
Soru: Bonservis bedellerinin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mancini: Futbol işinin tüm taraflarını büyük bir ilgiyle takip ediyorum. Bonservis bedelleri genel ekonomik durumu, TV haklarıyla ilgili beklentileri ve farklı liglerdeki döngüleri yansıtıyor. Transfer piyasası yıllar içinde merkezi bir ölçüt haline geldi. Yaratıcı yapılar ve bir atletin ticari tesiri, sırf sportif tarafının ötesine geçerek, sonuncu transfer fiyatının belirlenmesinde elbette tesirli olabilir.
Soru: 2023’ten bu yana Suudi Arabistan’da kimi en yüksek bonservis bedelleri ödendi. Siz de bir yılı aşkın mühlet ulusal ekip teknik yöneticiliği yaptınız. Ligin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mancini: Suudi Pro Ligi, dünyanın en yeterli oyuncularından kimilerinin transfer edilmesiyle dikkatleri üzerine çekti. Lakin bu, her zaman bir ligi geliştirmek için en gerçek yol değildir. Oyuncuların oraya transfer olma konusundaki içsel motivasyonları, kulüplerin altyapı sistemleri üzerindeki tesiri ve taraftarlarla olan münasebetler üzere birçok farklı öge da dikkate alınmalı. Çin Süper Ligi örneği bu mevzuda bize kıymetli dersler veriyor. Yüksek yatırımlara karşın, bilhassa yabancı oyuncu transferlerine yönelik çeşitli vergiler ve kısıtlamalar getirildikten sonra, beklenen gelişimi gösteremedi. Fransa örneğini ele alalım; dünyanın en düzgün altyapı sistemlerinden birine sahip. Bugün ulusal kadroları bu kadar güçlü hale geldiyse, bu, oyuncularının birçoklarının Serie A ve Premier Lig’de oynadığı devirde edindikleri tecrübe sayesindedir.
“LİGİN GELİŞİMİ İÇİN EN DEĞERLİ ŞEY; ALTYAPI SİSTEMLERİ”
Soru: Suudi Arabistan ulusal grubu teknik yöneticisi olarak, Avrupalı, Afrikalı ve Güney Amerikalı yıldızlarla oynayan Suudi oyuncularda bir gelişim gözlemlediniz mi?
Mancini: Genç oyuncuların tecrübeli futbolcularla birlikte idman yapması, Suudi Pro Ligi açısından olumlu bir durum. Lakin uzun vadede, bir ülkenin ulusal ekibinin ve ligin gelişimi için en kıymetli şey; altyapı sistemleri, futbol akademileri ve bu istikametteki gelişim programlarıdır. Her yıl sistemli olarak forma talihi bulan genç yetenekler yetiştirilmeli. Sonrasında bu oyuncuların büyük Avrupa liglerinde oynaması gerekir. Bir ulusal ekibin ve lokal ligin düzeyinin sahiden artması fakat bu formda mümkün olabilir. Fransa örneğinde olduğu üzere: Oyuncularının büyük kısmı Serie A ve Premier Lig’de oynarken, edindikleri deneyim, kazandıkları mentalite ve gayret azmiyle hem kendileri hem de ulusal grupları büyük yarar sağladı. Tüm bu özellikler, başarılı bir grup oluşturmanın temelidir.
“FİZİKSEL GÜÇ VE GRUP AHENGİ BİR ORTAYA GELMEZSE, KAZANMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Soru: Inter ile üç kez lig şampiyonluğu yaşadınız, Manchester City’yi 40 yılı aşkın bir mühletin akabinde birinci defa şampiyon yaptınız ve İtalya ile Avrupa şampiyonu oldunuz. Çalıştırdığınız en güçlü kadro hangisiydi? Hangi ekip futbol anlayışınızı en düzgün biçimde alana yansıttı?
Mancini: Şayet yetenek, fizikî güç ve kadro ahengi yanlışsız oranda bir ortaya gelmezse, kazanmak mümkün değildir. Bu üç kadroda da bu ögeler ülkü dengedeydi. Hepsi hem yetenekli, hem çok çalışan, hem de tıpkı kazanma isteğini paylaşan mükemmel bir küme oluşturuyordu. Kadrolarım her vakit kendi özgün hamle kimliğiyle futbol oynamaya ve bundan keyif alarak taraftarlara hisler yaşatmaya ehemmiyet verdi.
Soru: En çok hangi ligde çalışmaktan keyif aldınız?
Mancini: Her ligin kendine has bir özelliği vardır. Premier League’de çalışmaktan büyük keyif aldım ve Birleşik Krallık’ta geçirdiğim yılları çok seviyorum. Her teknik yönetici Premier League’de misyon almayı hayal eder. Bunun dışında, Türkiye, Rusya ve Suudi Arabistan’da edindiğim tecrübeleri de çok pahalı buluyorum. Günümüz futbolunda, farklı kültürler, gelenekler ve mentalitelerle tecrübe kazanmak gerekiyor. Tüm bu ülkelerden öğrendiklerinizi bir ortaya getirerek, soyunma odasında farklı milletlerden oyuncularla tesirli bir irtibat kurabilirsiniz.
“PREMİER LİG’E DÖNÜŞ HER VAKİT CAZİP”
Soru: Premier Lig’de sizden daha yüksek puan ortalamasına sahip sadece üç teknik yönetici var: Guardiola, Ferguson ve Klopp. İngiltere’ye dönüş sizin için cazip olur mu?
Mancini: Her zaman!
Soru: 2012’de Premier League’in son haftasında kazandığınız şampiyonluğun sizin için değeri nedir?
Mancini: Bu, spor mesleğimin en hoş ve en ağır anlarından biriydi. Bu ligin her hafta sunduğu inanılmaz yoğunluk, o şampiyonlukla tepeye ulaştı.
Soru: Pep Guardiola periyodunda yıldızlaşan birçok oyuncuyu siz transfer ettiniz. Manchester City’nin İngiliz futbolundaki uzun periyodik hâkimiyetinde kendinizi ne ölçüde hisse sahibi görüyorsunuz?
Mancini: Uzun vadeli bir plan uyguladık ve bir muvaffakiyet periyodu başlattık. Guardiola bu süreci kusursuz bir formda devam ettirdi ve sonunda 2023’te Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu gayesi gerçekleşti.
“İNGİLTERE ULUSAL GRUBUNDAN TEKLİF ALDIM”
Soru: 2021’de İtalya ile Avrupa Şampiyonu olduktan sonra İngiltere’den teknik yöneticilik teklifleri aldınız mı?
Mancini: Evet, aldım. Lakin İtalya’ya olan bağlılığım bu teklifleri kabul etmemi imkânsız hale getirdi.
GALATASARAY CEVABI
Soru: 2014’te Galatasaray’dan tazminat talep etmeden ayrıldınız ve bu çağdaş futbolda ender görülen bir davranış. Bu kararı almanıza ne sebep oldu?
Mancini: Futbol bir tutku; ben bu tutku için yaşıyorum. Elbette bu birebir vakitte bir meslek, fakat beni motive eden şey asla maddi çıkar değil.
Soru: Türk futbolundaki tecrübenizi genel olarak ve geriye dönüp baktığınızda nasıl tanımlarsınız?
Mancini: Türk futbolundaki vaktimi çok sevdim, zira orası saf tutkuyla yönlendirilen bir yer.
Soru: Galatasaray’da misyon yaptığınız devirde karşılaştığınız en büyük zorluk neydi?
Mancini: Şampiyonlar Ligi’nde Juventus’a karşı oynadığımız kar fırtınalı maç.
“YENİDEN BİR TÜRK EKİBİ ÇALIŞTIRIRIM”
Soru: Gelecekte uygun bir fırsat çıkarsa, tekrar bir Türk grubunu çalıştırmak ister misiniz?
Mancini: Evet.
