Turnuvada tamamı yerli oyuncularla uğraş eden tek grup olan Trabzonspor ayrıyeten turnuvada hali hazırda namağlup 5 gruptan biri olarak tarihe geçen bir muvaffakiyete imza attı.
Karar gazetesi, bir Türk grubunun Gençlik Ligi’nde ulaştığı en yüksek muvaffakiyete imza atan Trabzonspor’un 46 yaşındaki başarılı teknik adamı Eyüp Latife ile Karadeniz takımının mucizevi muvaffakiyet kıssasını konuştu.
Trabzon’un ‘spor ve futbol şehri’ olduğunu vurgulayan Latife, Trabzonspor’un sahip olduğu oyun kültürü bakımından 4’lü savunmayı tercih ettiklerini açıkladı. Ön alan baskısına değer verdiklerini vurgulayan Latife, ayrıyeten sistem, sabır ve tertibe vurgu yaparak “Sistemli, sistemli ve sabırlı olmak zorundayız. Biz burada eksiklik yaşıyoruz. Günübirlik heyecan ve coşkular bizi daha çok memnun ediyor.” diye konuştu.
“Trabzonspor’daki 5. yılınız, ilerde daha üst noktalarda da sizi görecek miyiz? Teknik adam olarak en büyük hayaliniz, amacınız nedir? İspanya Ulusal Kadrosu teknik yöneticisi Fuente, 19,18 ve 21 yaş kadrolarını çalıştırdıktan sonra İspanya Ulusal Ekibi’nin başına geçti 63 yaşında Avrupa Şampiyonası’nda kadrosu şampiyon yaptı. Sizce Türkiye’de bu türlü bir durum mümkün olabilir mi?”
– Teknik adam olarak tabi gaye hayallerim var lakin bu soru tuzak bir soru (gülüyor) İnşallah süreç bizi bir yerlere taşırsa onu yaşamak isteriz.
“Çok değerli bir muvaffakiyet yakaladınız, çeyrek final kademesinde yer alan ekipler ortasında namağlup 5 grup var ve Trabzonspor bu ekiplerden biri. Trabzonspor olarak bu başarınızla Türkiye’de medyada gereğince yer bulduğunuzu düşünüyor musunuz? Yoksa biraz negatif ayrımcılığa uğradığınızı mı düşünüyorsunuz?”
– Bizim asıl işimiz saha. Biz alanda düzgün olduğumuz sürece bize içeride ve dışarıda dayanağın geleceğini biliyoruz. Münasebetiyle bizim işimiz saha. Biz, çocuklara dokunmayı ve onları Trabzonspor’a sunmayı hedefliyoruz. Biz işin bu tarafındayız. Öbür tarafı bizim ilgi alanımız değil. Biz işimizi yapmaya odaklanıyoruz.”
“OYUNCULARIMIZIN TAMAMININ YERLİ OLMASI BİR AVANTAJ”
“Turnuvadaki başka kadroların tersine tamamı yerli oyunculardan oluşan bir grupla uğraş ediyorsunuz. Elediğiniz Juventus ve Atalanta’nın takımında yabancı oyuncular vardı ki şuan bu turnuvada tamamı yerli oyunculardan oluşan tek ekip Trabzonspor, bu sizin için bir avantaj mı dezavantaj mı?”
– Takım derinliği bakımından bir dezavantaj oluyor ancak bir arada ve birlikte oynama bakımından oyun ideolojimizi, oyun anlayışımızı kendi taktik sistemimizi oturtmak açısından avantaj sayılabilir. Bu manada biz bu durumdan müzdarıp değiliz.”
“SİSTEMLİ VE SABIRLI OLMAK ZORUNDAYIZ”
“Alt yapılarda bu kadar başarılı olan ekiplerimiz, üst ekiplere neden bu oyuncuları kazandıramıyor? Trabzon Lisesi daha evvel liselerarası futbol turnuvasında 2 defa şampiyonluk yaşamış olmasına karşın o gruplardan yalnızca Yusuf Yazıcı milletlerarası düzeye çıkabildi. Bunu nasıl açıklarsınız?”
– Birkaç seferdir söylüyorum. Bu bence sistem, yapılanma ve planlama konusu. Gerçek yapılanma ve hakikat sistem üzerinde ilerlenirse ve sabır gösterilirse bu, çok kolay bir halde halledilebilir. Lakin dediğim üzere sistemli, tertipli ve sabırlı olmak zorundayız. Biz burada eksiklik yaşıyoruz. Günübirlik heyecan ve coşkular bizi daha çok memnun ediyor. Birtakım şeyler çabucak olsun istiyoruz. Münasebetiyle orada biraz kusur yapıyoruz.
“4’LÜ SAVUNMAYI TERCİH EDİYORUZ”
“Son karşılaştığınız rakiplerden Sarajevo hem 3’lü hem 4’lü defans oynayan bir gruptu. Juventus keza yeniden bu formda. Atalanta ise yüklü olarak 3’lü oynayan bir gruptu. Yeni rakibiniz İnter ise 4’lü savunmayı tercih ediyor. Grubunuzun yapı olarak hangi taktiği oynayan kadrolara karşı daha başarılı olabileceğini düşünüyorsunuz? ve siz 4’lü savunma dışında hangi taktiklere çalışıyorsunuz?”
– Kendi alışkanlıklarımız bakımından baktığımız vakit Trabzonspor’un oyun kültürü bakımından bizde 4’lü savunmayı tercih ediyoruz ve daha çok bu sistemin üzerinde oynuyoruz. Dominant olduğumuz taraf 4’lü savunma üslubu. Ancak sizin söylediğiniz üzere günümüz kuralları gereği hem Juventus hem Sarajevo üzere kadroların oynadığı 3’lü savunmaya da çalışıyoruz. 3’lü savunmayı nasıl savunuruz? Nasıl karşılama yaparız? Biz 3’lü ve 5’li savunmayı nasıl oynarız? Bu çalışmaları yapıyoruz. Atalanta maçında da bunu çalıştık ve biz hem 3’lü hem 4’lü savunmayı hem rakiplere hem de bize bağlı olarak oynayabiliriz.
“TARZIMIZA EN UYGUN TAKTİK 4-3-3”
“Siz teknik adam olarak hangi taktiği daha yanlışsız buluyorsunuz?”
– Net ve tek bir karşılığı yok. Elinizdeki takımın oyuncu yapısına bağlı olarak bu değişebilir. Biz bugün itibariyle kulübümüze uygunluğu ve oyuncu karakterimize bağlı olarak 4’lü savunmanın ve 4-3-3’ün bizim usulümüze daha uygun olduğunu söyleyebilirim.
“FELSEFEMİZ ÖN ALAN BASKISI”
“Rakipten bağımsız olarak kadronuzu maçlara hangi metodlarla hazırlıyorsunuz?”
– Rakipten bağımsız olarak düşündüğümüzde kendi oyun yapımız, ideolojimiz olarak düşündüğümüzde biz ön alan baskısıyla başlayarak oynamak istiyoruz. Rakibi önde karşılayıp önde basarak ve oyunu ön alana yıkarak oynamak istiyoruz. Bunu ligdeki maçlarımızda genelde yapıyoruz. Lakin rakibe nazaran de oyun anlayışımız değişebiliyor.
“ŞENOL GÜNEŞ’İN BİZE OLAN İLGİSİ MEMNUNİYET VERİCİ””
“Şenol hocayla iletişimiz nasıl? Bugün basın toplantısında Ahmet Doğan’ı, Salih Malkoçoğlu’nu ve stoperler Arda ve Taha’yı beğendiğini söylemişti. Ayrıyeten maçlarınızı da sıklıkla takip etti.”
– Şenol hocanın bize olan ilgisi bizin açımızda çok memnuniyet verici. Maçtan evvel de maçtan sonra da aradı konuştuk. Bugün de az evvel idmanımıza geldi. Tüm grupla birlikte bizi ziyaret ve tebrik etti. Münasebetiyle biz, hocamızla bu bağlantısı güçlü kurduk. Hocamız, vakit zaman kişisel ve kadro olarak değerlendirmelerde bulunuyor. Vakit zaman da zati saha içerisinde hem oyuncularımızı alarak hem de kadro halinde oyun oynayarak bizi görme bahtı buluyor. Bizi takip ediyor. Bağlantılarımız pek olumlu.
“BÜYÜK BİR FUTBOL KENTİ OLDUĞUMUZU GÖSTERDİK”
“Çeyrek final maçına mesai saati olmasına karşın 15 bine yakın seyirci geldi. Bu sizi ve ekibi nasıl etkiledi?”
– Heyecan yarattığı kesin. Lakin taraftarlarımızın takviyesi, onları görmek ve bize sağladıkları inanç inanılmazdı. Onları yanımızda gördüğümüzde biz kendimizi daha güçlü hissettik. Hasebiyle o gücü alana yansıtmaya çalıştık. Çocuklarımız buna çok yanlışsız karşılık verdiler. Hepsine teşekkür ediyorum. Sizin bahsettiğiniz üzere Raman ayında o stadyumu doldurmak her babayiğidin harcı değil. Ne kadar büyük bir spor ve futbol kenti olduğumuzu tekrardan tüm yurda gösterdiğimiz için onlara tekrar teşekkür ediyorum.