İşte Turgay Demir’in o yazısı: 

“Beşiktaş, yürüyen bir Galatasaray’dan iki gol yiyerek derbiden puansız ayrıldıysa bunun en büyük sorumlusu inatçı, hayalperest Giovanni Van Brocnkhorst’tur… Dönem başından bu yana, özel maçlar ve Avrupa arenası dahil, iki kanatta, Muçi, Semih, Joao Mario, Rashica, Bahtiyar hatta Rafa Silva‘yı denemesine karşın, bu kanatların en değerli oyuncusu Can Keleş’i bir kere olsun takıma koymayan Giovanni, Beşiktaş’ı güneş altındaki kar üzere eritiyor ve eritecek.”

“Galatasaray’da önlem alınacak tek oyuncu Osimhen, öbürleri haftalardır söğüt gölgesinde üzere rahatlar, tahminen de güçsüzler… Osimhen de çok güçlü değil lakin kalitesi belirli, ceza alanı içinde topla buluşursa golünü atar.”

“GIO AKLIN YOLUNU TAKİP ETMEDİ”

“Hal böyleyken Udokhai bu oyuncuyla birebir oynasa kafiydi…Bir de sol kanada Can, sağa da Muçi ya da Onur’u, koymuş olsa olay biterdi. Gio tekrar aklın yolunu takip etmedi ve Semih’ sol kanatta harcarken, sağ kanatta da etkisiz eleman Joe’yu tuttu uzun mühlet… Muçi’yi aldığında iş işten geçmişti… Öte yandan genel olarak derbide beklentilerimin altında bir futbol vardı. Beşiktaş ismine Rafa Silva oyunu güzelleştirmek için tüm yeteneklerini kullanırken etrafında kendisine eşlik edecek kimseyi bulamadı…”